10 Temmuz 1923 te İstanbul'da doğdu.
Nurten adında bir kızkardeşi var.

Babası Nihat Bey o zamanki demir yolları inşaatlarında muhasebeci olarak çalıştığından, ilk öğrenimini Anadolu'nun çeşitli ilçe ve illerinde (Sıvas, Çankırı, Eskipazar) gördü; son sınıfı ise İstanbul'da Nişantaşı 15. İlkokul'da bitirdi.

Orta öğrenimini yatılı olarak kaldığı Galatasaray Lisesi'nde yaparken, yoğun ilgi duyduğu müzik konusunda da kendini geliştirmek için eşzamanlı olarak İstanbul Konservatuarı'na gitti. Burada, koro çalışmaları, orkestra yönetimi gibi değişik etkinliklere de katılarak, konservatuardaki müzik öğrenimini komposizyon bölümünden mezun olarak bitirdi.
Konservatuar dışında, konservatuvar hocalarından besteci Raşit Abed den özel solfej ve müzik dersleri, Seyfettin Asal dan armoni ve kompozisyon dersleri ile  yedi yıl boyunca keman dersi aldı.

Yüksek öğrenimine çok ilgi duyduğu astronomi-fizik dalında eğitim almak üzere İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi bölümünde başladı: Burada üç yarıyıl okuduktan sonra sanata ilgisi ağır basarak Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Bölümüne girdi ve buradan mezun olmudu.

Mezun olduğunda, yine DGSA dan Y. Mimar olarak mezun olmuş olan Ayten Akman ile evlendi. 1952 yılında oğulları Osman Sirel dünyaya geldi.

Öğrenimini bitirdikten sonra bir süre eşi Ayten Sirel ve yakın arkadaşı Y. Mimar Behçet Sinkil ile Ordu ilinde mimari çalışmalar yaptı. Ardından birlikte Ankara'ya yerleşerek bir mimari büro kurdular ve onlarca resmi ve gayriresmi projeye imza attılar.

Şazi Sirel daha sonra otodidakt bir eğitimle uzmanlaşmaya başladığı aydınlatma ve akustik konularında kendini daha da geliştirmek üzere Hollanda'ya gitti.
Hollanda Utrecht Üniversitesi'nden Prof. De Graaff ile renk ve gözün uyma sınırları konusunda, Eindhoven'de Philips LIBU merkezinde de aydınlatma tekniği konularında çalışmalar ve proje düzeyinde uygulamalar yaptı. Türkiye'ye dönerken, LIBU uzmanları kendisine belge niteliğinde ve imazlarını içeren bir yazı ile değerli, özel bir kitap hediye ettiler.

Daha sonra İsviçre Genevre Üniveristesi'nde Prof. H. Saini ile mimari akustik üzerinde çalışmalar yaptı ve bu süre içinde Prof. H. Saini'nin misafir asistanı olarak ta görev aldı.

1964 yılında, oğullarının orta öğrenimi için Ankara'dan ayrılıp İstanbul'a yerleştiler. Şazi Sirel burada ilk olarak aydınlatma tekniği ile ilgili çalışmalar yapmak üzere TEKFEN bünyesinde görev aldı. Bu kurumda çalıştığı süre içinde Tekfen Aydınlatma Enstitüsü'nü kurdu ve yönetti. Enstitü ile ilgili olarak, TEKFEN firmasının bastırıp dağıttığı, aydınlatma tekniği ile ilgili tüm temel bilgileri içeren bir teknik broşür oluşturdu. Tekfen Aydınlatma Enstitüsü, Türkiye'de bir ilk idi ve büyük etkileri ve sonuçları oldu.

Daha sonra şimdiki adı Yıldız Teknik Üniversitesi olan, o zamanki adı ile Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisi'nde öğretim üyesi olarak göreve başladı ve lisans bölümünde aydınlatma derseleri verdi. Yoğun bir çalışma ile, Yapı Fiziği Bilim dalını, ardından bu bilim dalı içinde Aydınlatma Laboratuvarını ve daha sonra aynı dalda Yüksek Lisans Bölümünü kurdu.
Bu kurumda elliden çok aydınlatma ve akustik uzmanı Y. Mimar yetiştirdi.

Özellikle aydınlatma alanındaki terminolojiye duyduğu ilgi ve verdiği önemden ötürü, Türk Dil Kurumu ile aydınlatma terimleri üzerinde çalışmalar yaptı ve bunun sonucunda Türk Dil Kurumu yayını olan bir sözlük yayınlandı.

Şazi Sirel'in tüm bu etkinlikleri sırasında, yazı metinlerinin gözden geçirilmesi, basılı ortama geçirilmesi, Almanca ve İngilizce denetimleri, idari işlerin takibi ve benzeri konusunda eşi Ayten Sirel kendisine çok büyük destek verdi. Bu destek sayesinde Şazi Sirel zamanını çok etkin ve verimli bir biçimde kullanma olanağına kavuştu.

Lise yıllarında resim eğitimi de görmüş olan Şazi Sirel, eniştesi ressam Hüseyin Avni Lifij'in resimleri ile yakından ilgilendi ve Lifij'in erken ölümünden sonra eşi Harika Sirel tarafından 40 yıl boyunca saklanmış olan yapıtları, arkadaşı ressam Altan Gürman ile birlikte ele alarak sınıflandı ve numaralandırdı.
Harika Sirel Lifij'in eşinin resimlerini ve eşyasını 1968'de yeğeni Şazi Sirel'e vermesinden sonra, Şazi Sirel, eşi Ayten Sirel'in de tüm zamanını buna ayırması ile bütün resimlerin ve eşyanın bakımı yapıldı ve daha sonra Lifij'in yeniden gereği gibi tanıtılması için türlü etkinliklerde bulunuldu ve büyük çabalar harcandı.
Bu çabaların bir bölümü de, "Avni Lifij Poşadlar" kitabının, büyük bir özenle ve ressam Adnan Çoker'in de değerli katkıları ile hazırlanıp çıkarılması ile ilgilidir.

Emekli olduktan sonra kurduğu Yapı Fiziği Uzmanlık Uygulamaları A.Ş. nin (YFU) yürütücülüğünü de üstlendi. YFU bünyesinde birçok aydınlatma ve akustik projesine imza attı. Ayrıca bu kuruluşun karşılıksız dağıttığı, teknik konularda temel bilgileri ele alan 10 adet kitapçığı kaleme aldı ve aydınlatma alanında, temel bilgilerin sektöre kazandırılmasını sağlamak üzere de iki seminer düzenledi ve bu seminerler için yazılı notlar hazırladı:
Seminer notları için tıklayınız.
 

As his father Nihat was working at the railway construction sites as accountant, he made his primary school education in different cities and towns in Anatolia (Sivak, Cankiri, Eskipazar); he finished primary school in Istanbul at 15. Primary School of Nisantasi.

He continued his education in Galatasaray Lycee and meanwhile he also continued Conservatory of Istanbul to develop himself in the field of music in which he was interested very much. In conservatory he attended many fields like chorus, orchestra direction and finished his musical education graduating in composition department.
Besides conservatory, he also has taken private lesson from teachers of conservatory: solfej and music from Rasit Abed; harmony and composition form Seyfettin Asal. He also has taken Violin lessons from Seyfettin Asal for seven years.

He started university at Science Faculty in Istanbul University in the field of astronomy in which he was highly interested and continued there for 3 semesters. Then his interest in fine arts dominated and he entered Faculty of Architecture of State Academy of Fine Arts and graduated from there with a degree of MS.

Short after his graduation, he married to Ayten Akman, who also graduated from the same branch. In 1952 their son Osman Sirel has opened his eyes to the world.

After his education he made different wors in the town Ordu with his wife and close friend architect (MS) Behcet Sinkil for about three years. Then they all together moved to Ankara and established an architectural bureau, where they signed many projects.

Will be translated soon.

For the site design please contact Osman Sirel.